GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU VE CEZASI ( Madde 155 )
– Güveni kötüye kullanma suçu ile kanun, zilyetliği failde olan, fakat başkasına ait bir malı
korumak istemiştir. Burada mal sahibinin mülkiyet hakkı korunmaktadır.
TANIMI :
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 155. maddesi ile, suçun tanımını şöyle yapmıştır :
‘’ Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği
kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak,
zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi… ‘’
– Suçun özü, güvenin ihlalidir. Mal sahibi mağdur, zilyede malı belli bir amaç, belli bir
şekilde kullanma ve iade etmesi için vermiştir. Fakat, zilyet bu güveni suistimal
etmiştir. Hakkı olmadığı halde malı mülkiyetine geçirmiştir.
SUÇUN KONUSU:
İnceleme konusu suç kural olarak taşınabilen şeylere karşı işlenebilir. Ancak taşınmaz
şeylerden çıkarılan ve koparılan eşyalar da bu suçun konusunu oluştururlar.
– Mesela, bir araziyi kiralayanın; pencereleri, kapıları, su borularını, ankastre setini söküp
götürmesi gibi. Bunun anlamı, taşınmazların anlaşmaya aykırı olarak kullanılmasıdır. O
halde, taşınmazlar da suçun konusunu oluştururlar.
Eğer malın mülkiyeti faile ait ise güveni kötüye kullanma suçu oluşmaz.
– Mesela, malı kullanma hakkı olan kişi, malı, malın asıl sahibine veya malın kiracısı malı
kiralayana teslim etmiş olsunlar. Bir otomobil kiracısı otomobili bir süre için sahibine versin,
veya ona emanet bıraksın. Kendisine malın bırakıldığı mal sahibi aldığı malı kasten iade
etmesin. Bu durumda güveni kötüye kullanma suçu işlenmiştir diyemeyiz. Çünkü başkasının
malı, mal edinilmemiştir.
ZİLYEDLİK :
Güveni kötüye kullanma suçunun gerçekleşmesi için fail, taşınabilen şeyin zilyetliğine sahip
olmalıdır. Söz konusu zilyetlik, mülkiyetten ayrılmış zilyetliktir. Suçun özü; zilyedin, mal
sahibinin zararına kötüye kullanmasıdır.
Sadece zilyetliğin geçtiği hallerde güveni kötüye kullanma suçu söz konusu olur.
– Yargıtay; kiracı olarak oturduğu evden çıkarken evde bulunan katılana ait;
buzdolabı,televizyon, fırın, çift kişilik yatak, mutafk tüpünü de söküp götüren kiracının fiilini
isabetli olarak güveni kötüye kullanma saymıştır. ( Yarg. 15. HD, 2014/13039 E. , 2017/6000 K. )
İCRA HAREKETLERİ :
Suçun icra hareketi, iade veya muayyen bir şekilde kullanılmak üzere kendisine tevdi edilen
malı almadığını söylemesi, inkar etmesi, failin kendisi ve başkası menfaatine satması,
rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi, kısacası anlaşmaya aykırı olarak kullanmasıdır.
Eğer teslim edilen mal, fail tarafından malikin mülkiyet hakkı ile bağdaşmayacak derecede
kullanılırsa, fiili güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.
– Mesela, tamir için teslim edilen otonun kiraya verilmesi sonucu yıpranması veya değerinin
azalması halinde suç işlenmiş olur.
KENDİSİ VEYA BAŞKASI YARARINA KULLANMA :
Failin, malı satması, rehnetmesi, tüketmesi, inkar etmesi, değiştirmesi kısaca kendisinin
veya başkasının yararına olarak kullanım amacı dışında kullanılması anında suç tamamlanır.
Bunun anlamı; suçun, malı gibi kullanılması ile tamamlanmış sayılmasıdır.
HAREKET UNSURU :
Güveni kötüye kullanma suçu, bir tek hareketle işlenebileceği gibi birden çok hareketle de
işlenebilen bir suç çeşitidir. Birden çok hareketle işlendiği zaman hareket aynı amaca yönelik
olduğu için failin fiili tek fiil sayılacaktır.
Hareketin, tekliği veya çokluğu bu suçun teşebbüse müsait olup olmadığı açısından
önemlidir.
MANEVİ UNSUR :
Güveni kötüye kullanma suçu, kasden işlenebilen bir suçtur. Zilyedin hareketi yaparken
malın başkasının malı olduğunu bilmesi ve bu bilinçle hareket etmesi ve mal edinmesi
gerekir. Fail; malı sattığını, rehnettiğini, inkar ettiğini, bozduğunu, değiştirdiğini bilmelidir.
Fail, malı iade etmek niyetinde olsa bile bu niyet suçun varlığını ortadan kaldırmaz.
– Mesela; failin başkasının malını rehnederken, rehinden kurtararak malı sahibine iade
etmeyi düşünmesi suçun varlığına engel olmaz. Çünkü; kanun, rehnetmeyi, değiştirmeyi,
bozmayı suçun gerçekleşmesi için yeterli saymıştır.
ELDE EDİLEN MENFAAT EKONOMİK OLMAK ZORUNDA MIDIR ?
Hayır. Diğer mal varlığına karşı işlenen suçlarda olduğu gibi, bu suçta da elde edilen
menfaatin ekonomik olması şart değildir. Duygusal veya manevi bir menfaat de suçun
işlenmesi için yeterlidir.
HAKLI BİR MENFAAT DURUMUNDA SUÇ OLUŞMUŞ MUDUR ?
Hayır. Eğer fail, hakkı olan bir menfaati korumak için fiili işlemiş ise suç yoktur. Haklı
menfaatin fiili suç olmaktan çıkarması için gerçek ve tam bir hakkın olması şart değildir. Adli
makamlar önünde ileri sürülebilen ve korunan bir hakkın olması gerekmez.
– Mesela, zamanaşımına uğrayan alacağını almak için malikin malını satmışsa güveni
kötüye kullanma suçu yoktur.
GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN CEZASI :
Suçun cezası; altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.
CEZAYI AĞIRLAŞTIRAN SEBEPLER :
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu, 155. maddenin 2. fıkrası ile, güveni kötüye kullanma
suçunun nitelikli hallerini düzenlemiştir. Fıkra metni şöyledir;
‘’Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun,
başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında
işlenmesi halinde… ‘’
– Yararlanılan malın, failin icra ettiği meslek ve sanat nedeniyle faile teslim edilmiş olması;
Mesela, tamir için tamirciye bırakılmış otomobilin inkar edilmesi veya değiştirilmesi, çobana
teslim edilen hayvanların çoban tarafından başkalarına satılması gibi…
– Ticaret veya hizmet sebebiyle verilen malın kullanılması, mal edinilmesi veya inkar
edilmesi;
Mesela, satılmak üzere bir galeriye bırakılan otomobilin satıldıktan sonra bedelinin otomobil
sahibine iade edilmemesi, emrindeki işçiye patronu tarafından bir yere götürülmek üzere
verilen malın yapısının değiştirilmesi gibi…
Mesela, garlarda mevcut olan emanetçilere verilen valizlerin inkarı veya içinin boşaltılması,
değiştirilmesi gibi…
AĞIRLAŞTIRICI DURUMUN VARLIĞI HALİNDE CEZA :
Ağırlatıcı sebebin varlığında failin cezası bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üç bin güne
kadar hapis cezasıdır.
TÜZEL KİŞİLERİN DURUMU :
Güveni kötüye kullanma suçu sonucu tüzel kişi menfaat temin etmiş ise temin edilen
menfaat müsadere edilebileceği gibi tüzel kişinin ruhsatı da iptal edilebilecektir

Bir yanıt yazın